Ülkemizdeki büyükbaş ve küçükbaş hayvanların ana yem kaynağını doğal meralar, tarla bitkileri üretim artıkları ve tarla tarımı içerisinde yetiştiriciliği yapılan fiğ, yonca ve korunga gibi yem bitkileri oluşturmaktadır. Bunun yanında silajlık bitki yetiştirilmesi ve silaj yapım teşviklerinin de etkisiyle hızla yaygınlaşmıştır. Ülkemizdeki hayvan varlığı incelendiğinde yüksek verimli kültür ırkı ve melez hayvan sayısının önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Hayvanlardan yüksek verim alınabilmesi, iyi bakım ve besleme ile sağlanabilir. Bu bakımdan hayvan beslemede kaliteli silaj önemli bir yer tutmaktadır. Bilinçli hayvancılık yapılan işletmelerde silo yemi (silaj), hayvanların beslenmesinde verimliliği artıran önemli bir uygulamadır.
Silaj, suca zengin yemlerin havasız bir ortamda süt asidi bakterilerinin etkisiyle fermantasyona uğratılması (ekşitilmesi) sonucu elde edilen bir yemdir. Silaj kısaca hayvan turşusu olarak da tanımlanır. Silajın saklandığı yere de silo veya silaj çukuru adı verilir.
Ülkemizde son yıllarda hayvan başına et ve süt verimi artmıştır. Bu artışta buğdaygil ve mısır silajının büyük payı olduğu bilinmektedir. Özellikle nemli bölgelerde otun kurutulma sorunu ve çoğu bitkinin kolayca silolanması silaj üretimini yaygınlaştırmıştır. Bitkilerin besin maddelerinde çok az bir kayıp ile saklanması, hava şartlarından fazla etkilenmemesi, mekanizasyona uygun olması, hasat ve taşıma kayıplarının azlığı ve iyi yapılmış silajların uzun süre korunabilmesi gibi nedenler ile silaj kullanım alanı giderek yaygınlaşmaktadır.
Hemen hemen bütün bitkilerden silaj yapılsa da en fazla mısır silajı yapılmaktadır. Yonca, üçgül, fiğ gibi baklagil yem bitkilerinin de silajı yapılmakla birlikte bu bitkilerin dokularındaki organik asitlerin, mineral maddelerin ve protein oranının yüksek olması, şeker oranının düşük olması nedeniyle silolanmalarında güçlükler doğmaktadır.
Mısır Silajı
Mısır tüm dünyada mükemmel bir silaj bitkisi olarak kabul edilir. Çok yönlü kulanım alanına sahip mısırın son yıllarda yeşil yem ve silaj üretimi amacı ile ekim alanı artmıştır. Mısır silajı veriminin yüksekliği, silaj yapımına uygunluğu ve elde edilen silajın besleme değerinin yüksekliği gibi nedenlerle tercih edilir. Mısır sıcak iklim bitkisi olması nedeni ile ilkbahar ve yaz başlangıcında ekilebilir. Tohum iriliğine bağlı olarak dekara 2-2.5 kg tohumluk kullanılması yeterlidir. Tane mısır üretiminde dekara 8-9 bin bitki olacak şekilde ekim yapılırken, silajlık mısır üretiminde bu rakam 12-14 bin’dir. Ekimde sıra arasının 70 cm, sıra üzerinde ise 10-12 cm olması önerilmektedir. Sindirilme oranının yüksekliği ve birim alandan yüksek verim alınabilmesi mısırın en önemli avantajları arasındadır. Ülkemizde kıyı ve geçit iklime sahip yörelerde tahıl (buğday, arpa) hasadından sonra mısır, silo yemi amacıyla ikinci ürün olarak yetiştirilmektedir. Silajlık olarak ekimi yapılacak mısır çeşitlerinin uzun boylu, bol yapraklı, koçan ağırlığı, koçandaki dane sayısı yüksek olmalıdır. İkinci ürün olarak ekilen bölgelerde mısırın erkenci olması gereklidir.
Mısırın silolanmasında ayrıca katkı maddesine çok fazla gerek duyulmaz. Mısır silajının kalitesini çeşit, hasat zamanı, koçan oranı, parça boyutu, silonun şekli, doldurma süresi, sıkıştırma derecesi gibi özellikler belirlemektedir. Genel olarak mısırda en yüksek kuru madde verimi süt olum ile hamur olum devresi arasında yapılan biçimlerden elde edilir. Bu dönemde kuru madde oranı % 30-45 kadardır ve silaj için en uygun düzeylerdedir. Kuru madde sindirilebilirliliği ve hayvanların gönüllü yem tüketimi bu devrede en yüksek noktadadır.
Bitkilerin Biçilmesi ve Siloya Doldurulması
İyi bir silaj üretimi için her şeyden önce silolanacak bitkinin uygun bir dönemde biçilmesi gerekir. Nem oranı % 60 – 67 olduğunda bitkiler hasat edilip silolanabilir. Küçük parçalara bölünmüş silajlar hayvanlar tarafından daha fazla tüketilirler. Bu bakımdan silajlık materyalin parça büyüklüğü normal silajlarda 0.6-2.5 cm kadar, soldurulmuş silajlarda 0.6-1.2 cm kadar olması olmalıdır. Silajı yapılacak bitkinin iyi parçalanması silajın kalitesinin arttırır, daha iyi bir sıkıştırma sağlar ve birim alanda daha fazla yem depolanmış olur. Parçalanmış bitki materyali taşınarak hemen siloya doldurulur ve sıkıştırılır. Sıkıştırılan bitki materyalinin üzeri PE veya PVC plastik örtülerle örtülür. Örtülen silajın üzerine, eski otomobil lastiği, ot balyası veya kum torbası gibi ağırlıklar koyulur. Doldurma ve sıkıştırma işleminin olabildiğince çabuk yapılması ve silonun en kısa zamanda kapatılması gereklidir. Uzun süre açık kalan silolarda kuru madde kaybı olacağı gibi olumsuz çevre koşulları da bozulmaya, küflenmeye sebep olabilir.
Silajın Fermantasyonu ve Olgunlaşması
Yeşil bitkilerin siloda bozulmadan saklanabilmesi için ortam ph'sının en kısa sürede düşürülmesi ve silajın bozulmasına neden olabilecek mikro organizmaların çalışamayacağı bir düzeye indirilmesi gereklidir. Genel olarak silaj, yapımından 7-8 hafta sonra hayvanlara verilecek olgunluğa ulaşır. Olgunlaşan silaj hemen yedirileceği gibi 2 yıl kadar bekletilebilir (hava almadığı düşünülürse).
Silaj kayıplarını en aza indirmek için silonun çok iyi kapatılması ve silo açılıncaya kadar örtü tabakasının düzenli olarak kontrol edilmesi gereklidir. Silo açıldığı zaman silaj içerisine hava girmeye başlar, silajda en büyük kuru madde ve besin kaybı bu devrede görülür. Hava alan silajda bakteriler, mayalar ve küfler çalışmaya başlar. İyi sıkıştırılmış, yem aralarında boşluk bulunmayan ve iyi kapatılmış silaja hava kolayca giremeyeceğinden kayıp çok düşük düzeyde kalır. Buna karşılık nem oranı çok düşük materyalle yapılan silajlar iyice sıkışmadığı için hava akımı tüm silajı kolayca etkileyebilir. Silonun açılmasından sonra hızla tüketilmesi kayıpları azaltır, uzun süre açık kalan ve yavaş tüketilen silajlarda kayıplar artar.
Silajın Özellikleri ve Yem Değerinin Ölçülmesi
Silajın rengi, yapıldığı bitkiye göre değişmekle birlikte açık yeşilden daha koyu tonlara kadar değişebilir. Silajın hoş bir kokusu olmalı, istenmeyen tereyağı asidi ve küf gibi kötü kokular olmamalıdır. Bitkilerin yaprak ve sap kısımları bozulmadan kalmalı, yapışkan bir görünümde olmamalıdır. Silajın yem değeri, öncelikle yemin türüne, biçim zamanına ve olgunluk derecesine bağlıdır. Bunun dışında silolama tekniği de yem değeri üzerinde etkilidir. Silaj kalitesinin düşmesi, aşırı ısınma sonucu istenmeyen tereyağ ve sirke asidi bakterilerinin oluşmasından kaynaklanmaktadır. Silajın yem niteliğinin tahmini, fiziksel ve kimyasal yöntemlerle yapılmaktadır. Fiziksel yolla yapılan belirlemede duyu organlarından yararlanılır. Bu bakımdan koku silo yeminin en belirgin fiziksel özelliği olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında kuru madde ve pH değeri niteliğin belirlenmesinde önemli bir ölçüdür. Fiziksel yöntem işletme şartlarında silajın pratik ve hızlı bir şekilde değerlendirilmesi yönünden önemlidir.
Silaj Katkı Maddeleri
Silaja ilave edilen katkı maddeleri, fermentasyonu geliştirmek, silolama kayıplarını azaltmak, silajları tüketen hayvanların verim performanslarını artırmak amacıyla kullanılan çeşitli özellikteki ürünlerdir. Katkı maddeleri kötü bir silajı iyi bir silaj yapmaz. Sadece iyi bir silajı daha iyi bir silaj haline getirir. Silolamada kullanılan katkı maddeleri şunlardır:
Karbonhidrat Kaynakları:
Silaj için biçilen bitkilerde uygun nem oranı ve uygun karbonhidrat miktarı her zaman bulunmaz. Siloda fermantasyonun düzenli bir şekilde sürmesi güçleşir. Bu nedenle özellikle nem oranı yüksek, fermente olabilir karbonhidrat oranı az olan yeşil materyalin silolanması için birçok katkı maddesi kullanılır. Mısır, arpa, yulaf danesi, kepek, tahıl kırmaları ve çeşitli tahıl unları bu gruba girmektedir. Arpa, buğday ve mısır gibi karbonhidratça zengin dane yemlerin silaj yapım aşamasında silajlık materyalin karbonhidrat içeriğine göre %1-4 arasında kullanımı tavsiye edilmektedir.
Yemlerin Su İçeriğini Düşüren Katkı Maddeleri:
Yemlerin su oranı fazlayken silolanmaları zorunlu ise siloya suyu emecek maddelerin konması gerekir. Bu iş için en fazla kuru pancar posası ve buğday kepeği kullanılmaktadır. Bunlar 1 ton silo yemine 25-30 kg katılmalıdır. Sap ve saman gibi maddeler, silajın kalitesini düşürdüklerinden zorunluluk olmadıkça kullanılması önerilmez.
Tuz:
Yeşil yemlerin sodyum oranı düşük olduğundan hayvanların ihtiyacını karşılamazlar. Bunun için silo yemlerine tuz katılması da gereklidir. Tuzun fermantasyona etkisi zayıf olmakla birlikte bakterisit etkiye sahip olması nedeniyle silaja % 1-3 oranında katılabilir. Silo yemlerine kalın öğütülmüş kaya tuzu katılması önerilmektedir. Silaj çukurlarının duvar kenarlarında ve silajın en üstünde oluşan küflenmeyi de önlemektedir.
Ayrıca ticari olarak satılan silaj katkı maddeleri de bulunmaktadır. Bunlar içeriğindeki organik asitler sayesinde silajın pH'ının düşmesini sağlar. Böylece küf ve mantarların oluşması engellenmiş olur. Silajı kısa zamanda olgunlaştırır.
Silajla Beslemede Nelere Dikkat Edilmelidir?
Silajlar, hayvanların toplam kuru madde ihtiyaçlarının en fazla 1/3”ünü karşılayacak miktarda verilmelidir. Örneğin bir hayvanın günlük kuru madde ihtiyacı 15 kg ise bunun 5 kg’ı silaj olarak verilebilir. % 25 kuru madde içeren silajla bu ihtiyaç karşılanacaksa, silajın 20 kg verilmesi gerekir. Hayvanlara silaj verilirken silajla beslemeye geçiş mutlaka alıştırarak yapılmalı, ani yem değişikliğinden sakınılmalıdır. Süt ineklerine silaj verilirken ihtiyaçları ölçüsünde verilmeli, küflü, bozuk silajlar verilmemelidir. Eğer küflenmiş silajlar ineklere yedirilirse sütte aflatoksin çıkacaktır, bu da her üretici için para kaybıdır. Genelde küflenen yem hammaddeleri besi hayvanlarına verilir fakat bu noktada da ete geçmektedir.
Silajın selüloz düzeyi düşük ise silajla birlikte kuru ot da verilmelidir. Kuru dönemde silaj günde 3-5 kg’ı aşmamalıdır. 3 aylıktan küçük buzağılara silaj verilmemelidir. Besi sığırlarında ortalama 3 - 4 kg silaj yedirilebilir. Besi sığırlarına enerji bakımından zengin mısır silajı verilmesi besleme değeri ve işletme ekonomisi açısından daha faydalıdır. Fakat yüksek miktarda verilen mısır silajı renk pigmentleri içeriğinden dolayı besi hayvanlarında deri altı sarı renkli yağlanma yapabilmektedir. Fazla miktarda silaj yiyen hayvanlarda tuz, kalsiyum eksikliği ve asidoz riski ortaya çıkmaktadır. Silodan yüksek miktarda silaj çıkarılıp yemleme saati için bekletilmemelidir. Bu süre içerisinde özellikle sıcak yaz günlerinde nem kaybı oluştuğu gibi, yoğun asit kokusu da gözlemlenmektedir. Silaj çukurundan hayvanlara verilecek miktar kadar silaj alındıktan sonra silaj alınan bölge tekrar naylon ile kapatılmalıdır. Buzağılara silaj, işkembe gelişimini tamamladıktan sonra (sap, saman veya kuru ot yemeğe başladıktan sonra) verilmelidir. Genellikle 6 aydan büyük olan hayvanlara verilmeye başlanmalıdır. İleri gebe hayvanlara silaj verilmemelidir. Fakat çiftlik rasyonun tavlanması amacı ile çok az bir miktar verilebilir.
Duyuru ve haberlerimizi takip etmek için e-bültenimize kayıt olunuz.