Hayatın her alanında insanların diline pelsenk olmuş “proje” kelimesi. Yapılacak her çalışma, her yatırım, her uygulama, her değişiklik proje aslında. Ülkemizde son yıllarda Ar&Ge çalışmaları yapmanın gelişmenin işletmelerin dinamolarından birisi olduğuna istinaden kamu desteklerinde ciddi bir artış görüldü. Bu Avrupa Birliğinde , 6. Çerçeve olarak bilinen ve günümüzde HORİZON 2020 olarak devam ettirilen araştırma ve geliştirme destek proramları olarak özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelere büyük bir ivme kazandırdı. Kısacası inovasyon ülkelerin ve işletmelerin geleceğine yön verecek.
Çamlı olarak biz de hayata geçirdiğimiz ve geçirmeyi planladığımız, başvurularda bulunduğumuz projeler ile işletmemize katkılar sağlamaya çalışyoruz. Fakat bizim için gurur kaynağı olsa da, projelerin büyük çoğunluğu deniz ürünleri işletmesine ait malesef. Pınar Deniz’in Ar&Ge projelerinden sonuncunundan bahsetmek istiyorum bu yazımda;
“Aquakültürde multitrofik yaklaşımın uygulanması(Integrated Multitrophic Aquaculture, IMTA); balık çiftliklerinin çevresel etkilerinin izlenmesi ve azaltılmasının araştırılması”
Açıklarsak; akuakültürde multitrofik (farklı beslenme şekil ve düzeylerine sahip kültür türlerinin ) birlikte üretim yaklaşımları uygulanmaktadır (balık -midye yetiştiriciliği, balık - sünger yetiştiriciliği, balık – makroalg yetiştiriciliği gibi) . Bu yetiştiricilik türünde çevreye verilen bütün atıkların (organik ve inorganik) biyolojik kütleye dönüştürülerek farklı türlerin aynı sistemde yetiştirilmesi sağlanması ve girdisiz ürünler elde edilerek ekonomiye kazandırılması ve aynı zamanda da çevreye deşarj edilen muhtemel atıkların azaltılması mümkün olabilmektedir.
Ne yapacağız; projemizde denizde balık yetiştirirken su kütlesinde akıntı hızı, iklimsel koşullar,suyun kimyasal özellikleri analiz edilmek suretiyle aynı sistem içerisine kabuklu türleri(midye ve istiridye), deniz suyunda inorganik besinleri kullanarak çoğalan makroalgler(Ulva sp.gibi) ve deniz tabanına çökmesi muhtemel organik atıkları kullanarak gelişen deniz hıyarı (Holoturya sp)türleri farklı yerlere yerleştirilerek üretilecektir.
Kimlerle yapacağız; bu türden inovatif bir sistemin dizayn edilmesi konusunda konunun uzmanı üniversite ve araştırma kuruluşları ile devletin yetkili otoriteleri (Tarım Bakanlığı ve Çevre Bakanlığı, Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsünden ) ile birlikte çalışılacaktır. Tabi projenin yöneticisi ev yürütücüsü olarak Çamlı Yem ve Besicilik olarak BİZ’i eklemek gerekiyor.
Çalışmalar başladı, akıntı ölçümlerini yaptık, kafeslerimizi yerleştirdik, sudaki ilk örneklemelerimzi yaptık ve şimdi diğer sistemlerin kurulmasına sıra geldi; makroalg ve kabuklu yetiştiricilik sistemleri...
Çalışmaların ilk aşamasından projenin bitimine kadar su altı ve su üstü görüntüleri ile projeyi görsel olarak da izlemek mümkün olacak.
Şekil: IMTA sisteminin şematize edilmiş şekli
Projenin getirileri;
Akuakültürün multitrofik yaklaşımla çevresel etkilerinin azaltılabildiğine dair bilimsel sonuçlar ortaya çıkmış olacaktır; kamunun aydınlatılmasında ve balık çiftliklerine olan olumsuz yaklaşımların giderilmesinde argüman olarak kullanılabilir.
İşletmemizde Makroalg, kabuklu ve deniz hıyarı yetiştiriciliğini hiç bir girdiye gerek kalmadan üretebilmeyi deneyeceğiz. Bunlar kozmetikten gıda endüstrisine, akuakültürden kimya endüstrisine kadar o kadar geniş bir alanda kullanılıyor ki!
Ar&Ge bir kültür ve Çamlı artık alyapısında bu kültürü yerleştirdi, öyle ki yeni gelişmeler bizleri bekliyor! ArGe yapan , projeleri başarı ile yöneten ve sonlandıran firmalar arasında yerimizi aldık ve daha da ilerleyeceğiz.
TUBİTAK ‘tan alınacak destekler işletmemizde laboratuvar, ekipman altyapısını da destekleyecek, daha geniş çaplı projelere de zemin hazırlayacak elbette.
Daha çok yolumuz var..
Çamlı KOBİ değil, temel destek oranı %40. İlave destekler alabilmeliyiz. Bunun için bazı yapısal değişiklikler de gerekiyor. %40 ‘ın üzerinde destek alabilmek için gerekli kriterler aşağıda ise şöyle sıralanabilir;
1. Harcamaların %30’u personel gideri ise, (ilave destek miktarı %75-%32 x personel gideri)
2. Personel giderinin %5’i doktoralı personele ait gider ise
3. Kuruluş üniversiteden %20 Birim’lik Ar-Ge hizmeti satın alıyor ise,
4. Proje konusu ileri malzeme teknolojisi alanında ise
5. Kuruluşun özgün ürünlerin satışından elde ettiği yıllık hasılatın toplam satış hasılatına oranı %25’den düşük ise,
ilave olarak %25 lere varan destekler almak mümkün. En son projemde %51 lik destek alabilmiştik. Bundan daha fazlasını alabilmek için, sadece Ar&Ge harcamalarımızı ayrı bir hesapta muhasebeleştirebilsek bile büyük bir yol almış olacağız.
Hedeflerimiz büyük! Türkiye’ deki projeler süredursun, uluslararası alanda projelerde görev almak başta Yaşar Holding ve de Çamlı’ya çok yakışacak düşüncesindeyim. Hali hazırda Eurostar programına yapılmış uluslararası ortaklı bir başvurumuz var, eğer desteklenirse kim bilir bir sonraki blog yazısını da bu konuda yazarım.
Duyuru ve haberlerimizi takip etmek için e-bültenimize kayıt olunuz.