Kaizen, Japoncadaki ‘KAİ’; değişim ile ‘ZEN’; daha iyi anlamına gelen kelimelerin birleşiminden oluşan, “sürekli değişim” anlamına gelir. Kısaca; makinaların üretiminde harcanan zamanın ve maliyetin yavaş, ancak kesintisiz olarak sürekli iyileştirilmesi ile gerçekleştirilir.
Burada üretim sonuçlarından ziyade; insan bilincinin ve kalitesinin süreç içerisinde kesintisiz, küçük ama vazgeçmeyen adımlarla topluca üretime katılması hedeflenmektedir. Standart oluşturulması çok önemli olsa da; bu standartlar yeterli bulunmayıp daha iyi standartların aranıp bulunarak devreye alınmasına yönelik yılmaz bir arayıştır.
Kaizen ile yapılan grup çalışması sonrasında kısa aralıklarla iyileşme, uzun dönemde gelişme elde edilir. Büyük hedeflere sürekli küçük küçük adımlar atarak varılır. Örneğin; ev temizliği için günlük ve haftalık iyileştirmeler yanında, eşyaların doğru yerde konumlandırılması, israfın önlenmesini ve gelişmeyi beraberinde getirecektir. Bu yöntem ile hayatın her alanında uygulanan küçük ve sürekli dokunuşlar, iyileşme, gelişme ve yenilik ile yaşam biçimimizi canlı tutar.
Öte yandan; yenilik ile Kaizen birbirlerine çok benzer gözükseler de, bazı farklılıkları vardır. Yenilik, hali hazırdaki sistemin yerine yenisinin getirilmesi için köklü değişiklikler gerektirir. Büyük yatırımlar, yeni teknolojiler ile birlikte kısa vadede gelişmeyi sağlar. Kaizen ise bu sistemin daha iyi çalışması için, sistem üzerinde yapılan her türden küçük değişikliklerdir. Az masraf gerektirir. Sürekli ve küçük adımlar ile bu yenilikleri daha verimli hale getirip standartların sürekliliğini sağlar. Kaizen, bir anlamda yeniliklerin tamamlayıcısıdır.
Kaizen, ileride oluşabilecek masrafları ortadan kaldırır, geliştirilmiş sistemin devamlılığını sürekli buluş ve gelişmelerle garanti altına alır. Her kademede yoğun işbirliği gerektirir ve bu aşamada herkes, aynı doğrusallıkta ve eşitlikte katılım gösterir.
Kaizen, israfı tespit ederek sorun sahasını bulur. Yerinde ve anında parçalara ayrılarak tamamen yok edilir. Yok edilmeyen her hücrenin, ileride büyük problemlere yol açacağı önemle göz önünde bulundurulmalıdır. Bu durumu örneklendirecek olduğumuzda; makinelerin zaman ve maliyet israfına yol açmasını engellemek için çöp kovalarının uzak bir yerde konumlandırılmasından bahsedebiliriz. Çünkü Kaizen felsefesi, her türlü israfı önlemeyi gerektirir.
Diğer bir örnek ise, Steve Jobs’un “mükemmeliyetçilik” anlayışında görülebilir. Jobs cep telefonlarının içerisindeki devre şemalarını bile hizaya koymayı başarmıştır. Bu prensipleri çevresini yıldırsa da, günümüzde söz konusu şirketin trilyon dolara varan gelişiminin altındaki kaizen kararlılığını görebiliriz.
Lee Iococca ise, üretilen otomobillerin vagonlarla bayilerine taşınması ve takozlar arasındaki mesafelerle ilgili ciddi kafa yormuş ve büyük tasarruf yaratmıştır. Bu başarının temelinde, liderlerin yanlarında kendi küçük farklı çalışma gruplarını oluşturmaları yatar. Bu prensipleri çerçevesinde sürekli değişim içindeki buluş ve yeniliklerle üst standardı oluşturup, sonucunda mükemmeli yakalayabilmiş ve sürekli kılmışlardır. Bu, tam bir kaizen örneğidir.
SONUÇ
Kaizen sürekli iyileştirme sürecini hedefleyerek, kişilerin üretim ile ilgili bilincini yükseltmeyi amaçlayan bir yönetim sistemidir. Bir işletmede donanım, işçilik, malzeme ve enerji kullanımı esnasındaki kayıpların sürekli iyileştirmelerle yok edilmesini amaçlar. Sürece katılan çalışanlarının temiz bir ortamda, sağlıklı, iş güvenliği tam ve idari yapılanmalara değin süreçlerindeki kolaylıkları da ele alarak iyileştirir. Kaizen, çalışmalarının tamamında, özellikle işçilerin gerçekleştirdiği sürekli, küçük iyileştirmeler yatar.
Duyuru ve haberlerimizi takip etmek için e-bültenimize kayıt olunuz.