Karbonhidrat formulasyonlarından bahsedilecek olduğunda; dikkat edilmesi gereken iki nokta vardır. Bunlar; rasyondaki selüloz(fiber) ve selüloz yapısında olmayan karbonhidratlar yani şeker-pektin ve nişastadır.(NFC).
Aşırı selüloz alımında ortaya çıkacak sorunlar; KM alımının, enerji alımının ve mikrobiyal protein sentezinin baskılanması şeklinde olup, aşırı NFC alımında ise ortaya çıkacak sorunlar; acidosis, laminitis, abomasum deplasmanı ve düşük süt yağı olarak sıralanabilmektedir. Tüm bunların önüne geçmek için rasyondaki NFC oranı %35-40 (bunun %20-25’i nişastadan gelmelidir), NDF oranı ise minimum %28 olmalı ve bunun içerisinde ki e-NDF oranı da minimum %21 olmalıdır.
Selülozun görevleri; Rumen fonksiyonlarını düzenlemesi (rumen duvarının kasılması ile), Rumen ph’sının(Geviş alma ve tükürük üretimi sayesinde) korunması ve süt yağı üretimini uyarmasıdır. Ancak fazla alımında K.M alımının düştüğü ve enerji açığının oluştuğu bilinmelidir.
NFC’nin görevleri ise Rumen mikroorganizmaları için enerji sağlamak, hayvanın kendisi için enerji sağlamak ve propionat oluşumunu sağlamaktır. Ancak fazlası, başta asidoz olmak üzere birtakım sıkıntılara yol açar.
Karbonhidrat sindirimi konusuna değinilecek olunduğunda ise; selüloz sindirimi sonucunda önce glikozun, sonrasında Acetat ve Bitürat adı altında uçucu yağ asitlerinin oluşmakta ve bunların süt yağının oluşumunu sağladığını söylemek uygun olacaktır. Nişasta sindirimi sonucunda da yine önce glikoz; sonrasında laktat ve en son olarak propionat oluşmaktadır. Oluşan bu propionat da süt artışı ve süt proteininden sorumludur.
Asidoz ile ilgili bir sıkıntı olması durumunda; Acetat ve Bitürat üretilmediğinden ph’ ın ve süt yağının düştüğü görülmektedir. Süt miktarı ve süt proteini ile ilgili bir sıkıntı olması durumunda ise de ilk aklımıza getirmemiz gereken; NFC ve nişastadır.
Karbonhidrat formülasyonlarında önemli bir diğer konu ise; partikül büyüklüğüdür. Kaba yemlerde partikül büyüklüğünün süt yağına ve geviş almaya etkisi, maksimum oranda alınan randıman için 2.5 cm, silaj için 1 cm büyüklüğünde olmalıdır.
Çiftliğimizde dikkat etmemiz gereken, ne kadar hayvanın geviş getirdiğidir. Yemlikteki ve su içen hayvanlar ile gezinen hayvanlar hariç dinlenme durumunda olan hayvanların en az yarısı geviş getiriyor olmalıdır.
Toplam rasyon içerisinde kullanılan nişasta kaynakları da en az partikül büyüklüğü kadar önem taşımaktadır. Sindirim hızı yavaş olur ise asidoz riski azalır. Buna göre yulaf-arpa ve buğday en hızlı sindirilen nişasta kaynakları olduğundan tehlike arz etmektedirler ve hayvanlara ezme şeklinde verilmelidirler. Bu bağlamda mısır ve sorgum, flake veya ince öğütülmüş olarak verilecek şekilde diğerlerine göre daha güvenlidir denebilir.
Yukarıdaki bilgiler toparlanacak olunduğunda; rasyondaki e- NDF, bakılması gereken en önemli kriterlerden biridir ve miktarı minimum % 21 olmalıdır. % 23 e- NDF oranına sahip bir rasyonda süt yağı düşüklüğü ile ilgili bir sıkıntı var ise başka şeyleri düşünmek gerekir. Örneğin;
Türkiye’ deki birçok rasyon, e-NDF %38, NFC %30-32 bandında gelmektedir. Süt artışı için de E-NDF’in düşürülüp NFC’nin arttırılması gerektiği belirtilmelidir.
Bu bilgiler kapsamında işletmelerde verimliliğin doğru olarak değerlendirilmesi bakımından rasyonların hazırlanması, tartılması, karıştırılması ve doğranması, hayvanlara eşit olarak sunulması gibi kriterlerin de önemli olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda karbonhidrat formulasyonu ile ilgili değinilen hususlar gözetilerek hazırlanacak rasyonlarda yaşanabilecek hatalar veya olumsuzluklar hesaplama hatalarından çok tartma, karıştırma ve yemleme yönetimi ile ilgili olabilir. Oluşabilecek bu hataları önlemek ve sağlıklı bir rasyonun hazırlanmasını sağlamak için;
gerekir. Bu aşamalardan herhangi birinde meydana gelecek bir aksama yapılan birçok doğruyu götürerek bizi hiç ummadığımız sorunlarla karşı karşıya bırakabilmekte, sahip olunan önem de bu doğrultuda anlaşılabilmektedir.
Duyuru ve haberlerimizi takip etmek için e-bültenimize kayıt olunuz.