Hatchery International dergisinin Ocak 2017 sayısında okuduğum bir makaleyi sizlerle paylaşmak isterim. Makale Amerika Ulusal Deniz Balıkları Servisi (NMFS) tarafından yayınlanan bir belgede “tehlike altında” olarak sınıflandırılan somon ve gökkuşağı alabalığı balıklarının kuluçkahanede üretilerek Pasifik kıyılarına salınmasını öngörmüş. Bu nedenle de kurum benzer genetik yapıya sahip olan somonları yetiştirmek üzere 23 kuluçkahane üretim programı başlatmış. Program Washington, Oregon, Idaho ve California’da başlatılmış.çalışma 4 kuzey-batı eyalete yayılmış 330 kuluçkahane programına ulaşmış.
Genel olarak kuluçkahanede yetiştirilen balıklar, bilimsel olarak vahşi hayvan olarak görülmese de daha güçlü ve hayatta kalabilme bakımından avantajlı balıkların doğaya salıverilmesinin sağlanması konusunda toplumsal ve bilimsel görüşlerin alınması süreci devam ediyormuş.
Bu neden önemli; işletmemizin de sahip olduğu bir grup sertifikasyon sürecinde yetiştiricilik tesislerinden doğaya balık kaçışlarının engellenmesi için bir dizi önlem alınmasını isterler. Kültür balıkları doğadaki vahşi türleri ile çiftleşerek, doğal popülasyonun genetik çeşitliliğini bozmasın istenir.
Artık doğal stokların ne derecede tükendiğini bilmeyen yok. Bu da artık su ürünleri yetiştiriciliğine çok önemli bir misyon yüklüyor.İnsanlığın daha ucuz ama daha kaliteli protein ihtiyacını karşılamanın dışında, bir de doğal popülasyonları desteklemek üzere tehlike altındaki balıkları üreterek gelecek nesiller için doğaya salarak zenginleştirmek. Elbette ki bunun da dengeli, hesaplı kitaplı yapılması gerekiyor çünkü birbirine ilmek ilmek bağlanmış olan muhteşen ekolojik dengeyi bozmamak zorundayız. (Hatırlayalım; kuş gribi yüzünden tavukları itlaf ettik, ne oldu kene popülasyonu sayıca arttı)
Uzun lafın kısası öyle anlaşılıyor ki akuakültüre hem doğanın, hem de protein ihtiyacı giderek artan insan popülasyonunun çok ihtiyacı var ve olmaya devam edecek...
Duyuru ve haberlerimizi takip etmek için e-bültenimize kayıt olunuz.