Bu yıl çok bereketli bir yıl yaşayacağımızı umarak yağışların artmasını, sıcakların artmasıyla da gürleşmiş otların ve zenginleşmiş meraların hayalini kuruyoruz. Çünkü biz, üreticilerimizin yüzlerini her sene olduğu gibi bu sene de güldürmek istiyoruz. Ve bu isteğimiz doğrultusunda; ‘Bu iş için ot demek hayat demek, mera demek can demek’ diyoruz.
Bu yıl ot ta çok olsun ki; sütte de kendini fark ettirsin. Biz istiyoruz ki; üreticimiz bol süt sağsın, toraman kuzular ,oğlaklar yetiştirsin. Ancak sadece meraya dayalı besleme ile olacak iş değil. Sağlıklı hayvanlar istiyorsak öncelik yemesinde içmesinde olmalıdır. Nasıl bir insan bebeği için titizleniyor ise hayvanları içinde titizlenmelidir. Burada olmazsa olmaz ‘doğru besleme’ dir.
Bu hayvanların doğasında ot yemek vardır. Ama ne zaman biz insanoğlu bu işe dokunduk, düzeni bozduk.Hayvanımıza fabrika muamelesi yaptık. Dedik ki; bize süt lazım, et lazım. Bizim fabrika hayır demedi, üretti. Üretti, ama kendinden de çok şey verdi. Biz ot verdik o bize süt verdi, biz ot verdik o bize yavru verdi, biz ot verdik o yine kıl,yapağı verdi. Bize hiç ' hayır ' dedi mi? Ben hiç duymadım hayır dediğini.Burada söylemeye çalıştığım; fabrikamızın otla çalıştığı değil. Kimya laboratuarı gibi ottan süt,et,yapağı,kıl yaptığıyla ilgilidir. Ancak şu unutulmamalıdır; eğer biz bu şekilde devam edersek bu kimya laboratuarı patlar. Yani hayvanlarımız zarar görür. Bu durumla karşılaşmak kim ister ki?
Meralarımız yeterli değildir. Enerji,protein ve fosfor içeriği düşüktür. Yani hayvanlar istediği kadar ot yesin, bizim istediğimiz şekilde ürün veremezler sadece karınları şişer. Ekstansif yetiştiricilik yapan üreticimizin para kazanabilmesi, hayatını daha iyi idame ettirebilmesi için doğru besleme yöntemlerini uygulaması gerekmektedir. Koç veya teke katım dönemlerinde özellikle ek yemleme yapmalıdır ki; hem sürüde ikizlik oranı artsın, hem de döllenme sorunları kalmasın. Gebelik döneminde hayvanlarımıza iyi bakacağız ki; hem bize sağlıklı kuzular verebilsin, hem de sütleri bol olsun. Kuzularımıza ve oğlaklarımıza gözümüz gibi bakacağız ki; iyi birer anaç olsunlar.
Bir nebze olsun kendimizi değiştirebilirsek, atadan, dededen gelen bazı tabuları yıkabilirsek hem verimimiz artacak hem de daha sağlıklı sürüler elde edeceğiz. Unutmayalım ki; bu mesleği yapıyorsak hayvanımıza en iyi şekilde bakmak bizim sorumluluğumuzdadır.
