Son 10 yıla bakıldığında; pazarlama dünyasında çok fazla şey değiştiği için gelişen teknoloji ve mobil cihazlar etkisiyle yaşama şeklimiz ve satın alma alışkanlıklarımız farklı bir boyut kazanmış ve bilgi çağının öne çıkmasıyla toplumlarda bireylerin ve kurumların hayatları ciddi anlamda değişmiştir.
Dijitalleşme, günümüzün olmazsa olmazları arasında ilk sıradadır. Hem birer birey, hem de birer kurum olarak bizlere düşen, dijitalleşen dünyada dijital zihinler olarak var olmaya çabalamak olacaktır şüphesiz...
Kulağa hoş bir terim gibi geldiğinden de olsa gerek, birçok olumlu çağrışım yapar bu kavram zihinlerde. Birey açısından düşündüğümüzde; yeni çağa gerekli şekilde ayak uydurup, güncel kalmak ve içinde bulunduğumuz dijital dünyayı devamlı olarak takipte kalıp günümüzde yaşamak demektir. Kurum açısından düşündüğümüzde ise; toplumun istediği şekilde markayı ön plana çıkarmak, böylece müşterinin beklentilerine öncelik vererek sadakati arttırmak ve diğer insanların da dijitalleşme anlamında dikkatini çekerek potansiyel müşterileri bünyesine katmak demektir. Birey ya da kurum her iki grup için de artık dijital olan herşey, çok daha tercih edilendir.
Konuyu içselleştirecek olursak; hepimiz birer marka olarak kendimize ne katıyoruz? Elbet katıyoruzdur ama bunun kimler bilincinde, biliyor muyuz? Paylaşımlarımız ne derecede takip ediliyor, hedef kitlemizin hepsine ya da sevdiklerimize, sevmediklerimize bu yeni sistemde ulaşıyor muyuz? Dijitalleşme için neler yapıyoruz? Yeterince aktif rolde miyiz, yoksa daha yaratıcı çalışmalarla mı bu dünyaya uyum sağlamak durumundayız? Bizler marka, seslendiğimiz kitle de takipçiler ya da tüketiciler olarak onlara yetebiliyor muyuz? Sektöre ya da çevreye bağlı olarak tercih edilen miyiz? Ne sıklıkla reklamımız yapılıyor, ‘word of marketing’ dediğimiz kavram, hangi sıklıkla gündeme geliyor? Kimler bizi kimlere tavsiye ediyor? Tam da bu ve bunun gibi birçok sorunun zihinleri kurcaladığı yerdeyiz aslında... Bu noktada, dijitalleşmenin gereklerinden önemle bahsetmek gerekir.
Bir kaynaktan yaptığım araştırmada, şirketlerde kullanılan programlama modelleri, tekrar gözden geçirilmelidir deniyor. Buradan yola çıkarak, doğru model üzerine kurulacak bu yeni sistemin daha sağlam temellere dayandırılacağını söylemek mümkün olacaktır. Gereklerden bir diğeri de, teknolojilerin iş dünyasının yararına yapılandırılması ve yüksek kaliteli uygulamalar üretme ihtiyacı konusudur ki; bu da algılanma kalitesine en az tasarımın ve işlevin kalitesi kadar önem vermeyi gerektirir. Bunun yanında; şirketlerin teknolojik dönüşümlerinde uygulamaların sık sık güncellenmesi ve yeni sürümlerinin çıkartılması gerektiğinden bahsedilmiş ve yeni uygulamaların şirketlerin mevcut sistemleriyle uyumlu hale getirilerek dijitalleşme kavramını somut verilerle destekleyerek uygulanabilir olması konusunun üzerinde durulmuştur.
Duyuru ve haberlerimizi takip etmek için e-bültenimize kayıt olunuz.